Yazılar

common

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI

Anlaşmalı boşanma Medeni Kanun md. 166/3’te düzenlenmiştir;

‘Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.’

Yukarıda yer alan madde uyarınca boşanma davası açabilmek için öncelikle tarafların en az 1 yıl evli kalmış olmaları şartı aranır.

Anlaşmalı boşanma davasında taraflar

-Nafaka

-Mal paylaşımı

-Tazminat

-Çocuğun velayeti

-Ortak eşyaların kimin üzerine bırakılacağı

-Ziynet eşyaları

-Soyadı gibi konuların tümünde anlaşmaya varmış olmalı ve bu doğrultuda düzenlenecek protokol her iki tarafça da imzalanmış olmalıdır. 

Tarafların anlaşamadıkları bir hususun tespiti halinde açılan dava, anlaşmalı olarak değil çekişmeli dava olarak devam eder. 

Anlaşmalı boşanma davalarında protokolün şekli unsurları, içeriği vs. gibi konularda eksikliğe ve hataya yer verilmemesi adına uzman bir avukattan yardım alınmasında fayda vardır. 

Daha ayrıntılı bilgi için Kimya Hukuk Avukatları Av. Ali Kimya ve Av. Selin Kimya ile bağlantı kurmanızı tavsiye etmekteyiz.

İletişim:0342-3223337 – [email protected]

*Bu makale Av. Selin Kimya tarafından yazılmış olup, yazılı rıza alınmaksızın farklı bir platformda yayınlanması telif hakkı ihlali oluşturacaktır.

aa-jpg1551528420.33591

BOŞANMA SONRASI BEKLEME SÜRESİNİN KALDIRILMASI DAVASI (İDDET MÜDDETİNİN KALDIRILMASI DAVASI)

Genel Bilgiler

Türk Hukukunda, boşanan kadının yeniden evlenebilmesi, nesebin karışmaması için bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar Türk Medeni Kanunu md. 132(kadın için bekleme süresi) ve Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 26. Maddesinde(kadının bekleme süresinin başlangıcı) belirtilmiştir.  Bu maddelere göre;

TMK md. 132 : ‘Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır.’

Nüfus Hizmetleri Kanunu md. 26 : ‘Kadının bekleme süresi, mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade eder.’

aa-jpg1551528420.33591

Boşanma sonrası yeniden evlenebilmek için kadına şart koşulan iddet süresinin amacı, kadının olası gebelik durumunda doğacak olan çocuğun nesebinin sağlıklı olarak belirlenebilmesidir.

Kadın boşanma sonrası hamile olmadığını kanıtlamadığı veya eski eşiyle evlenmediği sürece süre bitmeden önce bir başkası ile evlilik gerçekleştiremez.

Türk Medeni Kanunu md. 285’e göre; ‘Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.’ Anılan madde hükmü, babalık karinesini iddet müddeti ile ilişkilendirmiştir. Bu karinenin engellenmesi ve 300 (üç yüz) günlük bekleme süresinin kaldırılması için dava yoluna başvurulmalıdır. İddet Müddetinin Kaldırılması için açılan dava 1-3 ay arasında karara bağlanmaktadır.

Kimya Hukuk & Danışmanlık olarak İddet Müddetinin Kaldırılmasına ilişkin çok sayıda davamız bulunmaktadır. Daha ayrıntılı bilgi için Kimya Hukuk Avukatları Av. Ali Kimya ve Av. Selin Kimya ile bağlantı kurmanızı tavsiye etmekteyiz.

İletişim:0342-3223337 – [email protected]

*Bu makale Av. Selin Kimya tarafından yazılmış olup, yazılı rıza alınmaksızın farklı bir platformda yayınlanması telif hakkı ihlali oluşturacaktır.